Çocuklarımız Hala Yüksek Sodyum Tüketimi Nedeni ile Risk Altınd
Kalp hastalıkları ve felç gibi kardiyovasküler hastalıklar
nedeniyle 800binden daha fazla Amerikalı yaşamını yitiriyor bu oran ülkemizde
ise maalesef diğer tüm hastalıklar sebebiyle ölümler arasında % 40.4 lük
değeriyle ilk sırada bulunmaktadır..Gereğinden fazla tüketilen tuz nedeni ile yüksek kan basıncı ve artan oranda kardiyavasküler
hastalık riskleri ortaya çıkıyor. Yeni yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre
Amerikalı çocukların önerilen limitlerin çok üzerinde tuz tüketimine sahip
oldukları bildirilmiş. Yüksek sodyum içeren besinlerin çocukluk çağı sürecinde daha
fazla tercih edilmesi sonrasında bu bireyler hayatlarının geri kalan
kısımlarında kardiyovasküler problemlerin gelişiminde riskli grubun içerisinde girmek zorunda
kalıyorlar.
Tüm dünyada olduğu gibi sodyum kısıtlaması, kardiyovasküler
hastalık riskinin azaltılmasında anahtar bir kamusal strateji planı olarak
düşünülüyor. Yaş ve cinsiyete bakılmaksızın artık tüm dünyada tavsiye edilen
sodyum değerinden daha fazla bir tüketim olduğu kesinleşmiş durumda hal böyle
iken bu aşırı tüketim özellikle gençlerimiz için sağlıkları konusunda daha da
endişeleneceğimiz olumsuzlukları da beraberinde getiriyor.
2011 ve 2012 Uluslarası Sağlık ve Beslenme Araştırmalarında
(NHANES), yaşları 6 ile 18 arasında değişen 2142 çocuğun beslenme
alışkanlıkları incelendiğinde,ortalama günlük
sodyum tüketimlerinin 3.256 mg olarak tespit edilmiş, önerilen sodyum miktarı
ise yaş aralıklarına göre 1.900 ile 2.300 mg arasında değiştiğini varsayarsak
durumun ne kadar da ciddi olduğunun farkına varmış oluruz. Neredeyse çocukların
%90’ ının önerilen sodyum miktarının tüketim
açısından üzerine çıktıkları ve her 9 çocuktan birininde de yüksek kan
basıncına rastlanmış durumda..
Çalışmanın sonuçlarına göre yüksek miktarda tüketilen
sodyumun günün farklı bölümlerinde ve
farklı kaynaklardan alındığı bildirilmiş. Akşam yemeklerinde %39, öğlen %31,
ara öğünlerde %16 ve kahvaltıda ise %14
oranında tüketilmiş. Yine araştırmacılar çocukların neredeyse yarısının 10
farklı besin çeşidinden sağladıklarını bildiriyorlar. Bunlar Pizza, Meksika karışık tabakları, burger
içeren sandviçler, ekmek, peynir, sosis gibi soğuk sunulan et, çorba, iştah
kabartan atıştırmalıklar, süt ve tavuk..
Sodyum yüklü besinlerin satın alındığı yerlerde araştırılmış;
çocuklar günlük sodyum tüketimlerinin %58’ini marketlerden, %16’sı fast-food/pizza
salonlarından ve %10’unun ise okul
kafeteryalarından yedikleri besinlerden temin etmişler. Doğal olarak tuz
bulunan sütün dışındaki diğer en çok tüketilen 10 besinin içerisine tuz, işlem
ve hazırlık sürecinde eklenmiş.
Bu araştırma
bizlere sodyuma müdehale hedeflerinin belirlenmesinin ne kadar aldatıcı
olduğunu da gösteriyor çünkü tüm çocukların diyetlerinden sodyum tüketim
miktarları hemen hemen aynı miktarlarda..Hastalıklara neden olan problem
noktaların düzenlenmesi gerçekten zor görünüyor çünkü tabaklardaki sodyum içeriği
nasıl bir işlem sürecinden geçtiği ve hazırlandığına göre farklılıklar
gösteriyor. Hazır olarak üretilen paketlenmiş ürünlerdeki sodyum kısıtlaması
için en iyi yol paketlerin üzerindeki besin içerikleri kısmının kontrol
edilmesi, sodyum eklenmemiştir yada
düşük sodyum içeriklidir ifadesinin aranmasıdır.
Neler Yapılabilir?
·
Tuzun
kullanımı ve zararları konusunda en başta ebeveynler eğitilmeli
·
Çocuklarımızı
sodyum ve bazı soslar eklenmemiş, sebze ve meyveden zengin diyetlerle
beslenmesini sağlamak
·
Çocuklarımızın
marketlerden aldıkları ve severek tükettikleri besinlerin üzerlerinde bulunan
besin içeriği kısmında düşük sodyum içeriklidir ibaresini okumaya mutlaka özen
göstermek. Besinlerdeki sodyum miktarını değerlendirmenin kolay yolu, her bir
paketteki toplam sodyum miktarına odaklanmak şeklinde olmalı (ortalama 140 mg
altı)
·
Restoranlarda
yenilen besinlerin, hazırlanma yöntemi ve yemeğin besinsel içeriği rica edilerek mutlaka sorulması,
sağlıklı bir seçenek olarak görünüyor. Mutlaka market görevlileri ile düşük
sodyum içerikli besin çeşitliliğinin sağlanması konusunda konuşulması gerekiyor.
·
Genellikle
tüm aile fertlerinin bir arada yendiği akşam yemeklerinin özenle ve dikkatle
hazırlanan tencere yemekleri şeklinde olmasına dikkat edilmesi, yemeğin hazırlığı
esnasında belli bir miktar tuzun yemeğe ilave edilmesi, masada tuz
bulundurulmaması
·
Çocuğun
yaptığı market alışverişlerinin takibi ve kontrolünün yapılması, gelişigüzel
alınan abur-cubur olarak tabir ettiğimiz besinlerin tüketimine dikkat edilmesi
·
Evde
tencere yemeğine özendirilmesi dışarıdan fast-food tarzı yemeklerin tercih
edilmemesi
Yorumlar
Yorum Gönder