Diyet yapmak, Aç kalmak mı?

Diyet yapmak; yememek midir yada açlığa karşı savaşmak anlamına mı gelir? Veya sakın yeme!! diye etrafınızdaki insanların size  gün boyu yaptığı telkinler midir? ya da beslenme uzmanınız tarafından verilen diyet listesi içerisinde tel tel örülmüş yasaklarla yalnız başınıza yıllarca savaşmak mıdır? Yada evde akşamın olmasını bekleyen, gün içerisinde sinir harbi yaşadığınız gardırobunuzun altında duran baskülünüz le yarışmak mıdır bir ömür boyu?  Yada onun sapı bunun çöpü, şunun ikisi bunun beşi midir?
Diyet yapsanız da yapmasanız da bu soruları sanırım hepiniz soruyorsunuz kendinize, en ufak bir motivasyon eksikliği yada tartı üzerinde ki istenmeyen sonuçlar yüzünden şimşek gibi kafanızda aydınlanıyor bu sorular.

Halbuki ne aç kalmak ne de savaşmaktır günlerce. Üstelik ciddi ücretler öderken kimse bana açken “sakın yeme!” de diyemez.. Diyetisyeninize giderken bir ayağınız geri gidiyorsa yanlış giden bir şeyler vardır mutlaka.. ne diyet listesini alıp buzdolabınızın üzerine asmak ne de baskülünüzle yarışmaktır..
Davranışlarınızı değiştirmek hele alışkanlıklarınızdan vazgeçmek ve kendinizi sağlıklı beslenme kuralları içerisinde birden buluvermek strese sokar sizi diyetin ilk günlerinde. Aslında daha önceden gerek aile gerekse de büyüdüğünüz çevre ile kazanmış olduğunuz o baba yadigarı güzelim alışkanlıklarınızın değişmesi üzer sizi ve direnç gösterirsiniz her nerede diyet kelimesini duyarsanız. Nasıl olurda yaşamınızda ki yerken en zevkli anları oluşturan, tereyağlı baklavanızdan ya da akşamdan kalma, gece 12’de bal kabağına dönüşmeden önce yiyip bitirmeniz gereken dolmalardan ya da böreklerden vazgeçebilirsiniz..

Alışkanlıklarınızın zincirleri, sesi önce duyulmayacak kadar hafif, sonra kırılamayacak kadar güçlü olur. Bilinç dışı ve şuursuzdur her seferinde.. Sonra neden yaptım diye kızarsınız kendi kendinize..
Fark ettiniz mi? Güneşin hergün doğup batması bize alışkanlık yaptığı için bu olayın ne kadar önemli ve büyük bir olay olduğunu pek fark edemeyiz. Aynen yediklerinizin ne kadar tehlikeli  olduğu ve geriye dönülemez bir yola girdiğimizin farkına varamadığımız gibi.. 

Alışkanlıklarınızı değiştirmektense, yememeyi, kendinize eziyet edip aç kalmayı daha uygun görürsünüz kilolarınızdan kurtulabilmek için. Profesyonel bir yardım almaktansa “yemediğim de, aç kaldığımda veririm” düşüncesi, sizi kilo verme sonucuna ulaştırsa da, tekrar dönüş yaptığınızda tanıdık topraklara (alışkanlıklarınız), eski kilolarınız hoş geldiniz der gülümseyerek.. Ruhunuz ve bilinciniz; vücudunuzu kilolu olduğu, hoş görünmediği için bir düşman gibi görmeye başlar sanki sahibi siz değilmiş gibi, ve sonra kendinizden uzaklaştırırsınız, her uzaklaştırmada daha da fazla yersiniz, yerken unuttuğunuzu sanırsınız daha az önce yaşadıklarınızı ve kandırdığınızı düşündüğünüz zamanı..

Diyet yapmak; vücudunuzdaki yağ kitlesini arttıran her türlü alışkanlığın ve yeme davranışının içinden sağlıksız olanlarının belirlenip, yerlerine diyetisyeniniz tarafından sağlıklı olanlarının konulmasıdır yani diyet yapmak sonuç olarak bir davranış değişikliği tedavisidir.

Ama “şuursuzca” kalkıştığınız her savaşın sonunda kaybetmiş olarak dönersiniz en başa.. En korkutucu kaybedişin ise “zaman” olduğunu hatırlamanız yeni bir diyet listesine başlangıçtır sizin için..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeni Nesil Şeker İlacı: Dapagliflozin

GHRELİN HORMONU

Salep Kilo Aldırır mı?